En sevdiğim gün cumartesi. Neden bilmem. Sanırım öğrenilmiş bir sevgi ama bana haftanın en özgür günüymüş gibi gelir. Çünkü pazarın ertesi iştir ve ertesi gün için hazırlık yapılmalıdır. Çalışan bütün bayanlar böyle hisseder kanaatindeyim. Belki de hissetmezler. Bazen birisi buna benzer bir genelleme cümlesi kullandığında "hay allah şimdiye kadar hiç böyle düşünmemiştim ama bundan sonra düşüneceğim" derim. "Keşke duymasaydım" derim. Bu yüzden aslında çok kullanmamaya çalışırım olumsuz cümleleri. Kusura bakmayın artık ne yapalım, bu seferlik affedin. Ya da etkilenmeyin canım ne yapayım benim bir cümleme mi kaldınız:))))))
Freud ne güzel demiş gene. Ama ben de içime atmayınca, insanların yüzüne söyleyince bozuluyor insanlar. Bak bu yaşıma geldim kendisi hakkında doğru bir şeyi(eleştiriyse eğer) duymaktan hoşlanan bir Allahın kulu görmedim(kendimde dahil). Eeee ne yapacağız ki o zaman. İçine atma psikolojin bozulur, karşındakine söyleme onun psikolojisi bozulur. Bulabildiğim tek şey "beklentiye girmemek" yani beklentiye girmezsen kırılmazsın.
Çok anlam yüklememeli insan karşısında ki insanın davranışlarına. Çünkü insanların size söyledikleri şey aslında tamamen kendileriyle ilgili. Sizinle ilgili değil. Şöyle açıklayayım. Birisi size "kilo almışsın" diyorsa kendisinin kilo aldığını düşünüyordur, ya da "kötü görünüyorsun" diyorsa eğer, kendisinin kötü göründüğünü düşünüyordur. Hepimiz benciliz aslında. O yüzden insanlar bir şey söylediğinde söylediği şeyin o kişinin kendisiyle ilgili olduğunu düşünürseniz, sözlerine ya da davranışlarına daha az alınırsınız. Benden size nacizane bir tavsiye.
01.12.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder