Merhaba
Arkadaşımın anneannesi yakın bir zamanda vefat etmiş ve 75 yaşında ki dedesi yalnız kalmış. Bir süre sonra evlenmek istediğini söylemiş. Kim demişse ona "Suriye'den gelen kadınlardan sana birini bulalım" demişler. Ama dedenin verdiği cevap bomba; "durun bakalım, Ukrayna'da karışıyo, az bekleyelim oradan da gelenler olur:)".
Ah erkekler! Her yaşta aynılar. Gözleri hep çöplükte:)
Oğlum bu günlerde Telekinezi'ye merak salmış durumda. Mum yakıp saatlerce ona bakarak yoğunlaşmaya çalışıyor. Sonra internetten araştırıp tekrar deniyor. Önce meditasyon yapmaları gerekmiş. Onu da öğrenmişler. "Anne meditasyon çok rahatlatıcı bişey" diyor .
Dün eve geldim kendisiyle aynı kafadan bir arkadaşıyla birlikte beni kapıda karşıladılar ve heyecanla "eşyayı yerinden kıpırdatmayı başardık anne" dediler. Ben de acayip ölü bir ifadeyle "aferin ne kadar güzel, peki ne işimize yarayacak?" dedim. Aynı anneme benzedim valla olaylara bakış açım tepkilerim aynı o:) Ve sonra dedim ki "o mumla bir gün evi yakacaksın diye korkuyorum, herşeyi yaşayarak mı anlamak zorundasın, deneme yanılma yöntemi en maliyetli öğrenme şeklidir" Biraz dırdırcı bir anneyim sankim:)
Ha bir de sürekli icat peşinde ya geçen akşam ona dedim ki "sana icat yapman için bir fırsat çıktı Arda" çok heyecanlandı ve "ne" diye sordu. "Balkon masasının örtüsü yerinde durmuyor kaymaması için bir şeyler icat et bakalım" dedim ama yemedi:) Ben de yine demeç vermeye başladım "icat dediğin insanların işine yaramalı, bir sorunu çözmeli, bir ihtiyacı gidermeli yoksa Zihni Sinir'in icatları gibi icat olurlar, hiç bir işe yaramazlar".
Bazen de eşim ve çocuklarıma "hadi bir oyun oynayalım" diyorum. Heyecanlanıyorlar ama ben "çamaşır katlamacılık oyunu" dediğimde çevremde kimse kalmıyor:)
Spor salonu üyeliğim de bitti. Aslında yürümeliyim ama her gün bir bahane buluyorum. Bugün de çok sıcak, bu havada yürünmez ki. Neyse belki kendimi ikna ederim. Çıkayım da bi yola:)
Arkadaşımın anneannesi yakın bir zamanda vefat etmiş ve 75 yaşında ki dedesi yalnız kalmış. Bir süre sonra evlenmek istediğini söylemiş. Kim demişse ona "Suriye'den gelen kadınlardan sana birini bulalım" demişler. Ama dedenin verdiği cevap bomba; "durun bakalım, Ukrayna'da karışıyo, az bekleyelim oradan da gelenler olur:)".
Ah erkekler! Her yaşta aynılar. Gözleri hep çöplükte:)
Oğlum bu günlerde Telekinezi'ye merak salmış durumda. Mum yakıp saatlerce ona bakarak yoğunlaşmaya çalışıyor. Sonra internetten araştırıp tekrar deniyor. Önce meditasyon yapmaları gerekmiş. Onu da öğrenmişler. "Anne meditasyon çok rahatlatıcı bişey" diyor .
Dün eve geldim kendisiyle aynı kafadan bir arkadaşıyla birlikte beni kapıda karşıladılar ve heyecanla "eşyayı yerinden kıpırdatmayı başardık anne" dediler. Ben de acayip ölü bir ifadeyle "aferin ne kadar güzel, peki ne işimize yarayacak?" dedim. Aynı anneme benzedim valla olaylara bakış açım tepkilerim aynı o:) Ve sonra dedim ki "o mumla bir gün evi yakacaksın diye korkuyorum, herşeyi yaşayarak mı anlamak zorundasın, deneme yanılma yöntemi en maliyetli öğrenme şeklidir" Biraz dırdırcı bir anneyim sankim:)
Ha bir de sürekli icat peşinde ya geçen akşam ona dedim ki "sana icat yapman için bir fırsat çıktı Arda" çok heyecanlandı ve "ne" diye sordu. "Balkon masasının örtüsü yerinde durmuyor kaymaması için bir şeyler icat et bakalım" dedim ama yemedi:) Ben de yine demeç vermeye başladım "icat dediğin insanların işine yaramalı, bir sorunu çözmeli, bir ihtiyacı gidermeli yoksa Zihni Sinir'in icatları gibi icat olurlar, hiç bir işe yaramazlar".
Bazen de eşim ve çocuklarıma "hadi bir oyun oynayalım" diyorum. Heyecanlanıyorlar ama ben "çamaşır katlamacılık oyunu" dediğimde çevremde kimse kalmıyor:)
Spor salonu üyeliğim de bitti. Aslında yürümeliyim ama her gün bir bahane buluyorum. Bugün de çok sıcak, bu havada yürünmez ki. Neyse belki kendimi ikna ederim. Çıkayım da bi yola:)
28.08.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder